SEVGİ, ŞEFKAT VE MERHAMET!...

Sevgi olmadan ne şefkat ne de merhamet olamaz!... Ne kadar sevebiliyorsanız ancak o kadar şefkatli ve merhemetli olabilirsiniz!

Gerek Kur’an-ı Kerim’de ve gerekse Hadis-i Şriflerde sevgi, şefkat ve merhemet üzerine pek çok uyarılar yapılmış ve biz insanların birbirleriyle münasebetlerinde ve diğer canlılara karşı sevgi, şefkat ve merhemetle davranmamız emir buyrulmuştur.

Aşağıda derlemiş olduğumuz Ayetler ve Hadislerin ışığında söyleyebileceğimiz pek çok sözümüz olacaktır elbette ve olmalıdır da... Bu bakımdan insanlığın cançekiştiği, güçlünün güçsüzü ezdiği, hak, hukuk ve adeletin çiğnenerek ayaklar altına alındığı, güçlünün her daim kendi adalet sistemini oluşturduğu, zenginin bu sayede her istediğini kolayca yapabildiği, adaletsizliğin ayyuka çıktığı günümüz modern köle sistemi düzeninde, yönetimi hak etmeyenlerin gerçek adalaet anlayışıyla uzaktan yakından alakası olmayan basiretsiz kimselerin çok yüksek mevkilere gelerek yönetimlerde bulunması, Hakk ve haklı adına, zayıftan, güçsüzden yana değil, daima kendi çarpık ve adaletsiz düzenine destek verenleri savunan ve yalnız onları koruyup kollayan ama kendisine muhalefet edenleri adeta bir silindir gibi ezerek, Allah’tan korkmadan, haya etmeden ve kullarından utanmadan kurulan  bir monarşik, hegemonya yönetimi ya da sosyo kapitalist düzen içinde ezme, sindirme ve yoketme modeli yaygınlaşmış olup, bunun adına da DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI yaftası ve aldatmacasını yamamak suretiyle hak, hukuk ve adalet sistemini yok sayan bir zulümle yönetme sistemi hakim olmuştur yeryüzünün genelinde…

İşte bu yaşanan azmışiıkları Allah (cc), çeşitli doğal olaylarla bizi uyararak, kendimize gelmemizi ve bir çekidizen vermemizi istemektedir!. .. Bütün bunlardan biz insanlar ders çıkarabilişyor muyuz? Ben acizane fikrimi dile getirecek olursam asla, bunlardan ders almak bir yana daha da yaşanılmamış azgınlıklar ve heyecanlar peşinde koşar olmuşuz. İnsanın insanı kullandığı, kul ve yetim hakkının hiçe sayıldığı, Allah’ın emirlerine uyuyor ve inanıyor gözüküp, tüm dünya nimetlerinin tüm haz ve doyumlarından maksimum derecede faydalanma, her türlü yalan, riya, aldatmaca, münafıklık, yalan, talan, dolan, riya, her türlü doyumsuzluk, benlik ve bencillik… Saymaya kalksak bu haksızlıkları binlerce ciltlik ansiklopedik kaynak elde oluşturabiliriz!…

Bu doğal olaylardan (JAPONYA FELAKETİ) en sonuncusu benim inancıma göre, ayet ve hadislerin ışığında en büyük uyarıcı doğal afet, yüzyılın en büyük ve hazin felaketlerinden sadece bir tanesi… Bu gibi doğal afetler, elbette Hakk’ın takdiriyle bundan sonra da gerçekleşecektir. Allah bilir çok daha şiddetli sarsıntılar ve doğal afetler yaşanacaktır… Çünkü bu yüzyılda insanların insanları yoketiği, zulmün en son doruk noktalarına ulaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bu elbette böyle devam edemez. Allah (cc), elbette bu kargaşa ve azmışlıklara bir karşılık verecektir… Bütün bu şiddetlerin en son doruknoktası safhasından sonra Ehlibeyt’ten olan son bir elçi gönderip tüm kavgaların bittiği bir dönem gelecek. İşte O DÖNEM MEHDi (AS) DÖNEMİ olacaktır hiç şüphesiz!...

İnsanar öyle bir duruma gelmişlerki, ne acıma ne şefkat ne de merhamet duygularında bir zerre eser kalmamıştır. Ne kadar çok zulmedersen, ne kadar çok ezersen, ne kadar çok çalar, gaspedersen o kadar çok itibar ve güç sahibi oluyorsun. İşte Mehdi (as) tüm bu yaşanan her türlü adaletsizliği Allah’ın sonsuz ilahi lütfuyla yeryüzünden tamamen kaldırıp, silecek ve gerçek bir adalaet hüküm sürecektir. Allah’ın zerre kadar haksızlık etmediği EŞSİZ ADALET SİSTEMİ gelecektir. Bundan asla hiçkimsenin zerre kadar şüphesi olmasın!...

                                                                                                                                                         Cevdet Akburu